T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Yalova İl Halk Kütüphanesi

Aşık Veysel

Aşıklık geleneğinin en büyük temsilcilerinden Aşık Veysel ŞATIROĞLU'nu torunu Gündüz SATIROĞLU'ndan dinliyoruz.



Lütfen buraya tıklayınız.


https://www.youtube.com/watch?v=C8T9FeqtSug

aşık veysel.jpeg

Canlı söyleşinin özet metin hali aşağıdadır.


           Yalova İl Halk Kütüphanesi, 48. ölüm yıldönümünde Âşık Veysel'i andı. Bu çerçevede torunu Gündüz ŞATIROĞLU, Kütüphaneci Özlem GÖRMÜŞ'ün sorularını kurumun instagram hesabından canlı yayınında yanıtladı.

Sayın Gündüz Şatıroğlu bir öğretmen. Halen Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan Şatıroğlu aynı zamanda bir yayınevinin editörlüğünü de yapmaktadır.

1894 yılında Sivas’ın Sivrialan köyünde dünyaya gelen Âşık Veysel ŞATIROĞLU âşıklık geleneğinin usta temsilcilerindendir. 7 yaşında yakalandığı çiçek hastalığı nedeniyle gözlerini kaybeder. Babası Ahmet Karaca’nın ve o dönemde önemli buluşma noktası olan tekkedekilerin de teşvikiyle Âşık Veysel’in eline saz verilir. Âşık Veysel ilk evliliğini Esma Hanım ile yapmıştır. Esma Hanımdan 2 çocuğu olur ve bu çocuklar vefat eder. İlk eşi Esma yanlarında çalışan Hüseyin ile kaçar. Âşık ikinci evliliğini Gülizar Hanım ile yapar ve Gülizar Hanımdan altı çocuğu olur. Bu dönemde yolu Ahmet Kutsi TECER ile kesişir. Âşık Veysel, Ahmet Kutsi TECER’in vasıtasıyla 1931 Yılında düzenlenen Halk şairleri bayramına katılır ve kendisine orada “Halk Şairi’’ olduklarına dair bir belge verilir.

Âşık Veysel 79 yıllık hayatında çok değerli eserler veren gerek Halkevlerinde(1932) gerekse Köy Enstitülerinde (1941-1946) yer alan değerli bir halk ozanıdır. Hayatı boyunca çalıp söyleyen değerli halk ozanı birçok Cumhuriyet aydınıyla da dostluk kurmuştur. (Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Ümit Yaşar Oğuzcan, İlhan Başgöz, Bedri Rahmi, Sabahattin Eyüboğlu, Fikret Kızılok…)

21 Mart 1973’te kaybettiğimiz Âşık Veysel ile ilgili ilk evliliği, sazı ve şiirleri hakkında yanlış bilinenler canlı yayında detaylı olarak torunu Gündüz Hanım tarafından anlatılmıştır.

Sayın Gündüz Şatıroğlu;

  • ‘ İlk eşi Esma Hanımın onu terk etmeye karar verdiğinde kaçmadan bir gün önce onun çorabına para koyma hikâyesi. Bu hikâye aslında Bedri Rahmi EYÜBOĞLU’nun senaryosunu yazdığı Metin ERKSAN’ın yönettiği 1952’de çekilmiş biyografik bir filmin senaryosudur. Âşık Veysel’in felsefesiyle örtüşen bir durum fakat bu bir kurgudur. Gerçek bir hikâye değildir.’

     

  • Sazı ile ilgili olarak ise;

    ‘Sazı hediye edilmemiştir. Âşıklık geleneğinde saz hediye etme geleneği olmadığı, saz ancak birine el veriliyorsa yani bu geleneği sürdürecekse ve kendisi artık çalamayacaksa sazın verilebileceğinden bahsetmiştir. Sağlığında 2 tane sazını oğlu Bahri Beye verir. Bahri Bey sazlardan birini müzeye verir diğeri hala kendisindedir. Ölümünden önce son çaldığı sazı müzededir.’

     

  • ‘Bazı şiirlerin ya da Türkülerin Âşık Veysel adı altında ona ait olduğu belirtilerek paylaşıldığını görüyoruz. Bunlar Âşık Veysel’e ait değildir. Dizeler Âşık Veysel’in Hece ölçüsüne uymadığı gibi anonim olan bazı türkülerin de sadece Âşık Veysel’in bestelediğini sözlerinin ona ait olmadığını görüyoruz.’ Dedi.
  • Son olarak Gündüz Hanım, Âşık Veysel’in hayatını merak edenler için birkaç kaynak önerisinde bulundu. Bu kaynaklar:

*Veysel Kaymak- Âşık Veyselli Yıllar

       *Kutlu Özen - Selam Olsun Kucak Kucak

       *Doğan Kaya- Aşık Veysel

       *Erdoğan Alkan – Kör Oldum Veysel Oldum

       *Metin Turan – Aşık Veysel